- Nuri İyem - |
Hakkında
(1915, İstanbul - 18 Haziran 2005, İstanbul)
Toplumsal-gerçekçi
sanat akımının önde gelen ressamlarından. Anadolulu kadın portreleriyle tanınmıştır.
3500 civarında resmi vardır. 1941 yılında Avni Arbaş, Agop Arad, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Kemal Sönmezler, Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa, Mümtaz Yener ile beraber "Yeniler" grubunu oluşturmuş ve
"Liman" adlı bir sergi ile toplumsal-gerçekçi sanat görüşünü ortaya
koymuştur.
Hayatı
- Nuri İyem'in "Nalbant" Adlı Başyapıtı - |
Nuri
İyem’in Akademi’den birincilikle mezuniyetini sağlayan Nalbant adlı başyapıtı.
TÜYB
1941 yılında Avni Arbaş, Agop Arad, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Kemal Sönmezler, Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa ve Mümtaz Yener gibi toplumcu-gerçekçi sanat anlayışını paylaştığı
arkadaşları ile Yeniler Grubu’nun
kurucusu oldu. Grup, “Liman Kenti İstanbul” konulu ilk sergisini Beyoğlu Matbuat Umum Müdürlüğü binasında açtı. Türkiye’nin
ilk özel resim dersanesini Beyoğlu Asmalımescit S. Önay Apartmanı çatı katında Fethi Karakaş ve Ferruh Başağa ile birlikte kurdu. Buradan yetişen
öğrencilerin ilerleyen yıllarda Tavanarası Ressamları adlı bir grup
kurduklarına şahit oldu.
Ahmet Hamdi
Tanpınar’ın, Bir heykel kadar sımsıkı, yeşil mehtap aydınlığı kadar zarif,
geçmiş zamanın havasını içinde taşıyan eski fresk ve ikonalar kadar yalın dediği kadın yüzleri, köyden kente göçün
yoğunlaştığı, bireye ait sosyal hakların kadınlar aleyhine işlediği bir dönemin
ürünüdür. Mahur, çekingen, güzel, utangaç ve melankolik halleri ile bu yüzler,
hem ölen ablasının hayali imgesi hem de zamanı aşan ikonik bir sembol olarak
Nuri İyem’in sanatının billurlaşmış bir örneğidir. Sanatçının aynı tarihlerde
gerçekleştirdiği, Anadolu gerçeğine ulusalcı bir bakışla yaklaştığı ‘göç’
resimlerinde de, çalışan, emeğini topraktan çıkaran kadınlar sembolize edildi.
Boyut ve
soyut sonrası olmak üzere iki dönem altında biçimlenen sanatı akademi merkezli
sanat görüşlerine karşıt bir seçenek üzerinde kimliğini oluşturan sanatçının
2001 yılında Evin Sanat Galerisi tarafından resimlerinin yer aldığı
koleksiyonlar tespit edilerek görselleri arşivledi. Projenin devamı olarak,
1504 resimden oluşan "Dünden Yarına Nuri İyem”" Retrospektif sergisi
açılan ve sergiye gelen tüm yapıtların yer aldığı iki ciltlik kitabı yayımlanan
sanatçı, Ulus’taki evinde 90 yaşında 18 Haziran 2005 tarihinde vefat etti.
Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilen sanatçının,aralarında kendisi gibi sanatçı eşi ve hayat arkadşı Nasip İyem’in de bulunduğucenaze törenine katılanların yakalarına, sanatçıyı "AnadoluKadınları" temalı bir tablosunun önünde gösteren fotoğrafı takıldı.
- Göreme Güvercin ve Kadınlar, TÜYB 1970 - |
Resim Tutkusu
Resme olan
tutkusu ile anne ve babasının ona karşı olan tutumunu kendi sözleri ile şöyle
aktarır:
Resme olan
tutkum yüzünden babamdan yediğim tokatlarla , söze başlamam gerekiyor önce:
Mardin’de ilkokuldaydım. Bir tatil günü evde renkli kalemlerle resim yapıyordum.
O zamanlar kullandığımız renkli kalemler kalitesiz olduklarından uçları hemen
kırılıyordu. Külüstür bir çakı ile kırılan uçları açmak için uğraşıyordum. Ama
kalemleri yontmak çok zor oluyordu. İşte, tam bu sırada duvara gömülü dolap
içinde bir kutuda duran babamın usturaları geldi, aklıma. Çoktandır o
usturaları kullanmadığını da biliyordum. Ama usturaları almaya korkuyordum.
Babam evde olmadığı zamanlar, berbere gittiğinde almak daha kolayıma geliyordu,
tabii. Usturalarla, renkli uçları kırılıveren kalemleri daha kolay
yontabiliyordum. Yontabiliyordum ama usturaların o keskin ağızları da çabucak
kırılıyordu. Resim
yaptıktan sonra usturaları kutuya koyup dolaba kaldırdım. Kopacak fırtınayı
bekliyordum. Şimdi bunları hatırladığımda yaşananların üzerinden sadece bir iki
ay geçmiş gibi geliyor, bana. Babam dolabın kapısın açmış, elinde usturalarla
önünde durmuş ve beni çağırıyordu. Yanına gittiğimde hiçbir şey söylemeden
tokatları indirmeye başladı. Yeterince tokatladığına inanınca da usturaları bu
hale niçin getirdiğimi sordu. Olayı olduğu gibi anlattım. Usturaları çok uzun
zaman önce gördüğümü, kalemlerin uçunu açarken bu kadar kolay kırılacaklarını
hiç sanmadığımı ve kendisinin de kullanmadığına göre lüzumlu olmadığını
düşündüğümü söyledim. Babamın usturalarını kullanarak yaptığım resme ne oldu
şimdi hatırlamıyorum. Ama resim yapmak, öylesine heyecan ve keyif verici bir
şeydi işte.
- Nuri İyem, "Sokak", TÜYB 1949 - |
Ödülleri
1973
Cumhuriyet’in 50.Yılı Resim Ödülü,
1989 Sedat
Simavi Görsel Sanatlar Ödülü
1997 Tüyap
İstanbul Sanat Fuarı Onur Ödülü
Ölümünden
sonraki sergilerinden seçmeler
2008 Doku Sanat
Galerisi
2008 Evin Sanat Galerisi
2008 Derinlikler Sanat Merkezi
2008 Olcay Art
2008 Antik Park Fine Art and
Antiques
2007 Antik Park
Fine Art and Antiques
2007 Valör Sanat Galerisi,
Artistanbul 2007, İstanbul
2007 Evin Sanat Galerisi, Artist
2007, Tüyap-İstanbul
2007 Evin Sanat Galerisi
2007 Doku Sanat Galerisi
2007 Rezan Has Müzesi
2007 Mart Kolleksiyon
2006 Evin Sanat
Galerisi
2006 Cumalı Sanat Galerisi
2005 Artı Mezat
2005 Evin Sanat Galerisi
2005 Artı Mezat
Ölümünden
bir yıl önceki sergileri
2004 Evin Sanat
Galerisi
2004 Cream Art Gallery
2004 Nurol Sanat Galerisi
2004 Ada Antik
2004 Galeri Ortaköy
__________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder